25 Kasım 2010 Perşembe

Kaldıramayadabilirim


İşim evime yürüme mesafesinde ayıptır söylemesi.
Sabahları takıp kulaklığımı, hoplaya zıplaya işe geliyorum. Geliyordum.
Gelin görün ki fesat belediye mutluluğumu çok görmüş olacak, evimin kapısından kazmaya başladı geçen hafta. Her gün biraz ilerleyerek benimle ofis kapısına kadar gelmekteler . Yine hoplayıp zıplıyorum ama bu kez biraz acı verici. 
Aslında çalışan arkadaşlar eğlenceli ve güler yüzlü, günaydın-kolaygelsin samimiyetine ulaştık. 
Yine de bu iş benim için işkence. Neyse ki bitmek üzere, kapıdan içeri de girmicekler nasılsa derken "merak etme, iki ay sonra tekrar başlayacaklar" dedi Iraz. Neden? Bilmiyoruz. Belediyemiz kaldırımları söküp takmaktan zevk alıyor, belli ki kazançlı bir iş. 

Bugün; bir dozer ve küçük kaldırım taşlarını yükledikleri el arabası arasından kıvrılmaya çabalarken, radyoda bir kadın, belediyelerin kadın sığınma evleri açmaları gerektiğinden fakat açılmamasının bir yaptırımı olmadığından, kanunda "imkanlar dahilinde" ibaresi bulunduğundan, belediyelerin bu konuyla ilgilenmediklerinden bahsediyordu. 

                  fermuarları olsun kaldırımların, 
zırt pırt kazmak yerine açıp kapatalım gerektiğinde?
İmkanların kaldırımları yorulmadan söküp takmaya el verirken kadın sığınma evlerine elvermemesini kaldıramadığımı söylemek istiyorum. Ama kime?