29 Aralık 2013 Pazar

yola gidelim


rahatladikca aciliyor icimin cifit carsisi. 
hesaplasmalari, vedalari bitmeyen eski zamanlarda ben, yetimligimi, evsizligimi keceden abam yapip eynime, gerim gerim gerinirken, kendi gucume hayran, her sefer yeniden acarak jilet yaralarimi bayilirdim soylemeye sarkimi:


'uzun yola hukum giymisim.' *

"basima gelenler" herkesin kaldirabilecegi turden degildi, "ozel"dim. "kader beni secmis"ti, dunya sacma bi yerdi. bir huzun bulutu olarak yasamaktan zevk alirdim. yapilacak birsey yoktu, garibligim tescilliydi. vaktimi dolduruyordum, bitince gidecektim, bitene kadar icebilirdim.
hem boyle epey cekiciydim, uzaktan. rakiyi sek icen, kahvesine konyak katan cok kadin yoktu etrafta, hele sigaramin dumani sarap kizili saclarimi usulca tararken.

afili satirlar cikarip kitaplardan, hanceri iyice ittirip icimi kanirtirken, sizim sizim sizlamanin bitmez tukenmez zevkiyle tekrarlamak oyle magrur yapardi ki beni sarhos gecelerde, miyop gozlerimi uzaklara dikip gururla tekrarlardim:

'huzun ki en cok yakisandir bize.'*

bu durumdan sitkim siyrildiginda yirmilerimi coktan yarilamistim. bir aksam ada vapurunda mavi sacli bir kiz oturdu karsima. benden once davranip yakti sigarasini. guzel gozlerini ufka dikip rolumu kapti.
incelikle cizilmis dogmelerle suslu boynu, kollari, burnunda, kasinda, kulaginda, dudaginda sayilamayacak hizmasi, gozlerinde kocaman huznuyle, magrur, uzak, farkli, alimli ama garibdi.
iyi taniyordum onu, simdi burada yalniz olsak, saclarini oksasam mesela, basini nasil da gogsume yaslardi. biraz guzel sozden sonra belki uyumak isterdi. ben hep uyumak isterdim.

son afili misrami onun icin cikardim en klise siirlerden biriktirdigim heybemden:

"bir misafirlige gitsem,
bana temiz bir yatak yapsalar,
her seyi, adimi bile unutup uyusam"*

canim cocuk! simdi ondan daha mi iyi biliyorum bilmem ama o zamanlar kendime ne yaptigimi simdi biliyorum. simdi beni buralara getirenin onun durup durup soyledigi sozler oldugunu da biliyorum: "yola gidelim."
yola gitmek zorlu is. hancer yine kanirtiyor icre dogru. bu sefer aci yok. garip bir mutlulukla acemice yazilar dokuluyor. ne ise yariyorlar henuz bilmiyorum. kismetse goruruz, hayrolsun.



Leyla - Jehan Barbur

26 Aralık 2013 Perşembe

mutlu gunler



bazisi olduramaz bi turlu. 'bitmesin' diye dilek tuttuktan sonra kapidan cikip gidenlerin hikayesi demistim opucuk baligi icin. olduramayanlarin hikayesi. 
her sey cok guzel, bitmesin isterken, birseylerin ters gittigini icin icin bildiginden gidersin. gitmek istemiyorum diye cigerin porculse de, bazen birisi olmadigini yuzune bagiriyordur gidersin, bazen arkandan usulca gitme dese de biri, gidersin. 

git. 

kendini bul, kendinle baris, hayati bul, sevgiyi hatirla, masumiyeti bul. 

olduramayanlar icin, gitmek isteyip de gitmeye korkanlar icin yaziyorum. hani kurtlular icin. 

gitdim. 

oh ne iyi yaptim. simdi donsem de kalsam da her sey yine cok guzel yeniden. tam ve eksiksiz. 
boyle olmaliymis. sevgiye guvenip icindeki ucuruma parasutsuz atlayinca korkular yuzlerini tek tek gosterdiler, terk etme, terk edilme, basarma, basaramama, unutma, unutulma, yalniz kalma. 

sonra her biriyle tek tek yeniden, yakindan tanisip helallestim. 
ne olur basaramasam? ne olur unutulsam? yalniz kalsam? ne olur bes parasiz kalip kaldirimda gitar calan adamin yanina oturup sarki soylemeye baslasam? kitapcinin onundeki zenciyle dans etmeye baslasam? ne olur ben cirilciplak benden baska hicbir sey olamasam? yalnizca bu kadar olabilsem?
cok guzel oluyormus. hic tanimadiklarin el uzatiyor, taniyip bildiklerinin yureklerinin bildiginden de kocaman oldugunu goruyormussun. kocamanmis sevgi ve her yerdeymis. ben boyle pupa yelken gidebilir misim unuttugum zamanlardaki gibi.
her nefesin ve her yeni gunun nektari damagina yayiliyormus kendini birakinca.
hayat bildigin balli lokma. korkma, billa.
kendimle mutlu gunlere yelken actik, cok guzel, gelsenize.  

mutlu gunler icin asagidaki videoya, simdilerde vedalastigim opucuk baligi icin buraya: http://valizim.blogspot.com/2007/01/pck-bal-ie-telefon-ap-gelirken-buday-al.html