22 Şubat 2018 Perşembe

Her şey güzel olabilir💙



Merhabalar, bugün hafif kekremsi bir konudan bahsedecegim azıcık.
bu biraz zorlu konuya gecmeden once papatyalarla oryantasyona davet etmek istiyorum sizi.
İzin verin gözleriniz bir sure bu harika çiçeklerle buluşsun ya da gitmek istedikleri başka hos bir görüntü varsa biraz orada kalsınlar.
baktiginiz bu güzel şeylere bakmak size nasil geliyor? biraz bunu hissetmek için zaman verebilir misiniz kendinize?

şimdi belki yavaş yavaş konuya gecis yapabilirim, yandan yandan yengeç adimlariyla.
Efendim konumuz migren.
Geçen ay gecirdigim zorlu bir nöbetin ardindan bu konuda okumalara, calismalara verdim kendimi, paylaşmak iyi olacak.
Geçmişte beni, benden önce annemi, pek cok arkadasimi, danisani ve bildiğim üzere pek çok kadını (kadınlarda görülme sikligi erkeklere oranla çok fazla) etkileyen bir rahatsizlik.

tetikleyici durumlari, yiyecek içecekleri muhtelif listeler halinde internette bulabilirsiniz, ben de bir kısmını buraya alabilirim:
Kisiden kişiye degismekle birlikte, genellikle migreni tetikleyen yiyecekler,
salam, sosis, pastırma tarzı sarkuteri ürünleri, et suyu tabletleri, çikolata, sut ürünleri, peynir cesitleri, unlu mamuller, mayalı içecekler, kafeinli icecekler, kabuklu kuru yemisler, bazi vakalarda çilek, asiri yagli ağır yiyecekler. mide ve bağırsakları zorlayacak soguk/buzlu içecekler, dondurma.

Migreni tetikleyen durumlar; uykusuz kalmak, aşırı uyumak, yorgunluk, öğün atlamak, aç kalmak, aşırı yemek, buyuk kayıplar sonrasi üzüntü kaza strese maruz kalmak, uzun süre hareketsiz kalmak, omurganin uzun ucuslarda ya da otobus yolculuklarında strese gerginliğe maruz kalmasi, regl donemleri hormonal degisiklikler, doğum kontrol hapları, aşırı gurultu, fazla ışık, uzun saatler ekrana bakmak, gozleri fazla zorlamak.

Tum bunlardan uzak durmak kolay değil.
Hayatın icinde her sey var.
Ne kadar dikkat edersem edeyim, saglikli beslenip yoga yapsam da aksattigim zamanlar oluyor.
Hele uzun saatler calistigim gunlerden birinde eve gidip dinlenmek yerine bir iki kadeh birsey icip sohbet etmek isteyen bir dost çağrısına cekildigim, uykusuz kaldigim, dışarıda soguk buzlu bir biranin, dondurmanın gazabına uğradığım oluyor benim de.
Kendimi eş dost sohbetleri kucağına bırakırken aynı zamanda uykusuz da bıraktığımı gozardi ettiğim zamanlar.

dikkat ederseniz migreni tetikleyen "şeyler"in basinda hep bir "fazla" "aşırı" "uzun sure" gibi tanimlar var.
Yani sınırını bilmemek, eşiği kaçırmak.

Bu eşiği kaçırma konusu "Organic İntelligence" eğitimlerimizde ve seanslarımızda temel konumuz.
Benim de artık kendimle ve başkalarıyla çalışırken hassasiyetle ilgilendigim hal bu.
Eşikler.

Acibadem Hastanesi'nin web sitesinde okudugum bir bilgiye göre;
"tresk" adı verilen gendeki bir hassasiyet beyindeki sinir hücrelerini etkileyerek başağrilarina sebep olmaktadır.
Araştırmalar söz konusu genin migren hastalarinda normalin altında faaliyet gosterdigini bu yuzden başağrilarini tetiklediğini ifade ediyorlar."

Bu genlerimdeki bir hassasiyetle ilgili.
Kendime şefkat göstermek, dikkatli davranmak, kendimi korumak, eşiklerimin farkına varmak benim sorumlulugum.
Bende özellikle esneme ile gelmeye yaklastigini belli ediyor migren. Atak öncesi uzun uzuuuuun esnemeler geliyor.
İşte o vakit durmak, su içmek, ışık ve gürültüden uzaklaşmak, mumkunse yalnız sakin los bir odada uzanmak gerekliligini hatirlamam gerekiyor.

Netipot kullanmayı unutmamam, cok cabuk dolan sinüslerimi ihmal etmemem de gerekiyor.

Bu yazıyı paylaşmak istememdeki temel niyetimse şu ki, pek cok kadının bunun neden kendi baslarina geldiğini düşünüp kendilerini gucsuz, caresiz hissetmelerine, kendilerini eksik ve suçlu hissetmelerine tanik oldum. Bu degisebilir sevgili papatyalar, papatya deyince Semra Özal'ı hatırlayan kaç kisi kaldık şunun şurasında, her şey degisiyor, migrenle ilişkimiz neden degismesin?
Elbette tetikleyicilerden uzak durmak ilk onceligim ama hayati kendime bir cendere haline getirmeden yasamanin yollarını da araştırıyorum.
Keyif aldigim seyleri, halleri, insanlari, sohbetleri, durmaları, hissetmeleri serpiştiriyorum hayatın icine ama abartmadan, saatlere, sürelere, eşiklere, limitlere dikkat ederek, hassasiyetle.

Dun akşam tango dersinde "yoruldum hocam" deyip oturuverdim. Eski Fulya'dan beklenmeyecek bir hareketti, kendimi tebrik ediyorum.
Bu yazinin devami gelecek, ne zaman bilemem ama migreni anlama yolculugum daha yeni başlıyor, yolda görüşmek üzere.
Kendinize yumuşacık davranmanizi diliyorum 🌼